cânâ...

Yaşım 12, 13. Bir Türk filmi, Metin Akpınar meyhane sahnesinde yanık sesiyle söylüyor “Yine bir sızı var içimde”. Ekran başında o tınıların büyüsüne kapılıp gidiyorum. Sonra annemle meşk zamanı. Güzel annem büyüleyen sesiyle söylüyor, söylemiyor, yaşıyor, yaşatıyor.

Yıllar sonra konservatuar sıraları, ustalarla meşk fırsatı ve türküler, yanlışlıkla ama iyi ki. O zaman tanıdım Türk müziğini ve deryasını. Farklıymış gibi görünen aynıyı keşfettim. Farkı, yaşadığın yermiş aslında. Bu zengin coğrafyada kabullendiğin dilmiş farkı. Derinliğine daldım gittim bu deryanın. Zeybeğinden Barağına, Rumeli şarkılarından Gazellerine.

2004 yılına gelindiğine seslendirdiğim ve yorumladığım Türk müziğinin sesini öğretmeye başladım. Konserve edilmiş müzikten doğan ışığı büyüttüm ve aydınlandım. Geleneksel olanı yaygınlaştırmak, bilinmeyeni bilinir kılmak, farkı fark ettirmek istedim. Müzikalitesi genç, ruhu derin, geçmişe saygılı, geleceğe etkili bir ses çıkarttım. Bununla da yetinmeyip Türk müziğinin eşsiz eserlerinin yanı sıra Yunus’un dizelerine hayat verip notalarla bezedim “ağla” dedim. Farklı bir müziği tanınır kılmak, müzikal algımızı zenginleştirmek istedim.

İşte doğuşundan bugününe kurgusunu gerçeğe dönüştürdüğüm bir hayaldir bu albüm. Yâd ile andığım önemli müzik adamlarının ruhunu ve müziğini kılavuz edinip, dolgunluğumla ve aşkla akışımdır bu albüm. Zaman veya mekân, bağlama veya keman, müziğin nağme’den hançere’ye, köyden kente, Mukim Tahir’den Saadettin Kaynak’a seslenişidir bu albüm. Gönülden taşan seslerin gönlünüze akışıdır, keyifle ve heyecanla yaptığımız müziğin ruhunuza sızışıdır bu albüm...

TEŞEKKÜRLER...

Emek, ruh, gönül birliğiyle çıktığımız bu müzik yolculuğunun gizli ama en gerçek kahramanlarına…

Müzikal birikimini benim müziğime ortak eden, albümün can damarı Sinan Cem Eroğlu, Artist Müziğin bir parçası olmama imkân tanıyan ve müziğime inanan Nurhan Dülgeroğlu ve Hasan Ferit Giresunlu ve desteğiyle beni yücelten, canım kardeşim, sanat yönetmenim Siber Mert sizlere sonsuz teşekkürlerimi sunarım, iyi ki yanımdasınız.

Stüdyo ortamını pozitif enerjisiyle doldurduğu ve yorumlarıma kattığı samimi müzikalite için Yılmaz Yeşilyurt'a, türkülerle beni tanıştırdığı ve bu deryayı keşfetmeme yol açtığı için sevgili hocam Muazzez Çavuşoğlu’na, albüme emek veren değerli müzisyen arkadaşlarım Bilen Işıktaş, Serkan Halili, Baki Kemancı, Hakan Gürbüz, Mert Baycan, Atalay Durmaz, Emre Katıkçı, Burak Aykaç, Uğur Alakuş ve Erdem Tekinay’a ve aynı stüdyo’yu paylaşmanın dahi büyük keyif olduğu albümün uğuru, Dev, güzel adam Hüsnü Şenlendirici’ye, büyük usta Neşet Ertaş’ın “Seher Vakti” isimli türküsünü bizimle paylaşan Kalan Müzik ve Hasan Saltık’a, samimi desteğinden dolayı Stelyo Berber’e, “Keten Gömlek” adlı eseri repertuarıma kazandıran hocam Süleyman Şenel’e, fotoğraf çekimlerinde en güzeli yakalamak adına beni motive eden Mahmut Ceylan’a ve K. Mehmet Girgin’e, Muammer Yanmaz’a, fotoğraf çekimlerinde kullandığımız kıyafetler için Boyner Mağazacılık A.Ş.’ye ve Fatma Ovacık Şevik’e, takı tasarımlarıyla fotoğraflarımızı renklendiren sevgili arkadaşım Gülname Turan’a, müzikal ve manevi destekleriyle yanımda olan abim Mustafa Aral’a, Serhan Günel’e, Nihal ve Murat Şevik’e, Meryem ve Kemal Eroğlu’na, tüm bilişim konularında danışmanlığı için CTRLPLUS’a ve Özmen Coşkun’a teşekkürü bir borç bilirim.

Ve annem Aslıhan Aral. Hayallerimi doğurarak, bana en kıymetli mücevherini, sesini bağışladığın için sana minnettarım. Onu senin hayal ettiğin gibi yaşatacağıma söz veriyorum. Babam Yılmaz Aral. Arkamda dağ gibi, deniz gibi, kâinat gibi durduğun için teşekkür ederim. Hayatım boyunca senin kâinatının en güzeli olmaya çalışacağım. Hayatımın en değerlisi, enerjim, gücüm, oğlum Ali Altıok sen bu albümün kaynağısın.

Ve Değer Altıok, canım, aşkım, hayat arkadaşım. İlk günden beri beni, sesimi ve müziğimi sevdiğin ve desteklediğin için, bu projenin hayata geçmesini sağladığın için sonsuz teşekkür ederim.

Anneciğim bu albüm senin için…